Yazılarda geçen olay, durum ve kişiler tamamen hayal(hakikat) ürünüdür. Cangama gözümde, aklımda, gönlümde canlanan 'şey'leri yazdığım bir köşe-i geyiktir...
1 Ekim 2014 Çarşamba
TAZELENEREK...
11 Haziran 2014 Çarşamba
FİLM ARASI
28 Mayıs 2014 Çarşamba
YABANCILAR VE OTLAR
21 Mayıs 2014 Çarşamba
SEVGİLİ UĞURBÖCEKLERİ
14 Mayıs 2014 Çarşamba
Yine mi yas... ... ...
10 Mayıs 2014 Cumartesi
ANNELER VE GÜNLER
Artık haberlerde sürekli kaybolan, tecavüze uğrayan, tecavüze uğrayıp-dövülen, tecavüze uğrayıp-dövülen ve öldürülen çocuklar görüyoruz...Maddi sıkışmalar yüzünden, görünmeyen açlıklar yüzünden birbirini kırıp geçiren aileler görüyoruz...
dayak
bir
gün...
...
(benden sonra tekrar edin)
7 Mayıs 2014 Çarşamba
KAPI DİNLEMEK ÇOK AYIP Bİ'ŞEY
30 Nisan 2014 Çarşamba
HALVET'İN GÖZLERİ
Halvet anlattıkça özenirdim, ne güzel çocukluk geçirmiş diye... Ceviz ağaçlarının altında , bağda bahçede uyur, ne rüyalar görürlermiş ne rüyalar. Tabi... Ceviz yapraklarının tatlı zehri kafayı bulandırır, rüyaları akıllandırırmış... Bir de şeyi anlatırdı sürekli; hıh! Mezarlığın pembe ve beyaz çiçeklerini toplayıp araba yolunda satarlarmış küçük kızken. Ne tatlı değil mi? 23 Nisan 2014 Çarşamba
BÜTÜN KIZLAR ÇİÇEKTİR
16 Nisan 2014 Çarşamba
BUGÜN GÜNLERDEN SADECE SALI
2 Nisan 2014 Çarşamba
BİLDİK BİRİ
26 Mart 2014 Çarşamba
BENDENSİN ÇOCUK!
19 Mart 2014 Çarşamba
KONUŞTU!
-Korkma ama sana bişey söyliycem... Tatlım ben başka bi ağaç diilim, gölgenim senin. Sosyalleş biraz, iyi görmüyorum seni. Tamam mı canım? ... Ağlıyo musun sen? Amaaan sana da bişey söylenmiyo canım... Kötü bişey mi dedim ben şimdi... Gördün mü iyiden iyiye sulugözün teki oldun... Ağlama... Bak... Bak beni de ağlatıcaksın... A! Bak kuş geçiyo... Tanıdın mı? İlerideki söğüt ağacındaki Kerime var ya, en iri serçe; O'nun ortancası bu kuş. Hah! Şöyle gül biraz... Canım benim...
Beğendin mi yaptığını... Ben de ağlıyorum işte...
Memet! Lan Memet! Kediler günün kutlu olsun...
Bak şakalaş böyle ettaftakilerle... İyi gelecek inan bana... Tamam. Öptüm ve sustum ben...
...
...
Ne bakıyon?
(Gülüşmeler...)
... Hahhhahh! Bi de bana sık sık dün gece nerdeydin diye kapris yapmalar filân...
13 Mart 2014 Perşembe
...
8 Mart 2014 Cumartesi
İMDAT!
belki ağır bir lafla... ama hastalıklı bir güç gösterisi uğruna yok edildi!
5 Mart 2014 Çarşamba
BANA ADINI SÖYLE...
Benim için hayat çetrefilli birşeydir. 'E, hepimiz için öyle!' dediğinizi duyar gibiyim... Eminim öyledir; size gündelik çıkmazlarımdan bahsedeyim, kendinizi şanslı hissedeceksiniz...26 Şubat 2014 Çarşamba
KAPI DİNLEMEK ÇOK AYIP Bİ'ŞEY
İrfan Hanım : Terbiyesiz!
Lütfü : ...
18 Şubat 2014 Salı
SANA Bİ'ŞEY OLMASIN
Ama sen o tabureyle belimi kırarcasına vurdun bana bir kere. İstemeden, tamamen iyi niyetle sattın, ne diyebilirim ki.... 12 Şubat 2014 Çarşamba
NO: 11
Sevgiyle gözlerinizden öperim...
3 Şubat 2014 Pazartesi
"BANA MISIN?" demeden...
19 yaşındaki bir delikanlının en büyük sorunu mesajına geç yanıt veren kız arkadaşı olmalı; bütünlemeye kaldığını ailesinden saklamak ya da... Uykusu facebookta gördüğü fotograf yüzünden kaçmalı; sevgilisinin yanında sırıtan gıcık oğlana küfür ederek gitmeli okula sabah... Kot pantolon denerken tezgâhtar kıza mahcup mahçup bakmalı 19 yaşında bi delikanlı; anneler gününde annesine blûz almalı sevinçle! Okul bitince yapacağı yolculukların, seveceği kadınların, kapısını açıp çıkarken kendini kral gibi hissedeceği arabasının hayâlini kurmalı. Arkadaşlarıyla sabaha kadar gülüp eğlendiği için uyuyakalıp sınav kaçırmalı O; babasına bilgisayar kullanmayı öğretmeli gülerek. 'Spor ayakkabı mı giysem, bot mu?' diye saatlerce kararsız kalmalı; aynaya kendini beğenen komik bakışlar atmalı... Yazın kızlı erkekli tatiller yapıp ileride bakınca güleceği fotograflarda bulunmalı; bira içip asla yerine getirmeyeceği sözler vermeli kendine; iddiaları kazanıp tatlı tatlı dalga geçmeli arkadaşıyla. Kimseye göstermeyeceği bir deftere şiirler yazmalı; para biriktirip kendine deri ceket almalı. Sevdiği filmi defalarca izlemeli; rüyasında dayısıyla bisiklet sürmeli. Günlerce süren bir plânla unutulmaz bir eşek şakası yapmalı kuzenine; sonra kakır kakır gülmeliler boğuşarak. Eve ekmek getirirken neredeyse yarısını yemeli, hattâ yoğurt almayı unuttuğu için bakkala tekrar gitmeli, söylenerek. Parmakları nasır tutana kadar play satation oynamalı; sevgilisi sırtını kaşırken O sınav notlarına göz aymalı. Tuttuğu takımın maçlarını izlerken ettiği küfürün bini bi para olmalı; 20'lik dişi için doktora gitmekten korkmalı. Birileri O'nu yüksek sesle müzik dinlediği için uyarmalı; 19 yaşındaki bi delikanlının abur cubur alışkanlığı olmalı...29 Ocak 2014 Çarşamba
DELİSİN, DELİSİN!
Neyse... Adam görevi bitince kucağında bir kız bebekle Istanbul'daki evine döndü. Hemşîre gayri meşru çocuk doğurduğu için dayısı tarafından öldürülmüştü. Adam karısına bebeği uzattı, hiçbir şey söylemedi. Böyle durumlarda ne söyleneceğini ancak şairler bilirdi, bu yüzden tüm yükü sessizliğe bırakmak en iyisiydi. İkizler doğduğundan beri iyice sinir sahibi olmuş karısı da öfkesinin yükünü sessizliğe bırakıverdi. Yıllarca evde çocuk seslerini dahī yutan beyaz bir sessizlik hâkimdi. Annesiz bebek giderek büyümekteydi. 5 yaşına gelmiş ve halâ hiç sevilmemişti. Bir isim sahibi bile değildi. Ne korkunç değil mi? Fakat isimsiz çocuk zaten bu hayatın içine doğmuş olduğu için durumunu hiç garipsemedi. Derken doktor beyimize tekrar başka bir şehirden iş geldi. Bu kez 7 senelikti. Karısı 2 yıllık ayrılıktan bir bebekle dönen eşi, 7 yıllık bir iş için yanından ayrıldığı gün, çocuklarını da alarak evi terk etti. İsimsiz kızı da kapısı açık evde eşyalarla bırakarak gitti. Günler geçti. Kız ağlamadan, sessiz evde bekledi. Bu evde zaten hep tek başına değil miydi? Etrafta kendisini görmezden gelen birileri yokken daha iyi hissettiği bile söylenebilirdi. Sonunda geceyi geçirmek için içeri saklanan birkaç sokak çocuğuyla beraber O da terk etti evi. Çocuklardan biri O'na 'Serap' adını verdi. Soluk yüzü, incecik vücudu ve mırıltılı sesiyle gerçek değil de hayâl gibiydi... 22 Ocak 2014 Çarşamba
AYKE
O her zaman savaşmaya hazır bir yorgundur...
Sarhoş bir katil sokak aralarına koştu.
16 Ocak 2014 Perşembe
AF
doğan çocuklarıyla;
Rüyasında tülleri, pulları, şarkıları ve bulutları görmüş kız. Tüllere ve müzikli ellere hangi kız hayır diyebilir ki? Hayâlini bulmuş işte. Şimdi sıra gerçekleştirmekte!8 Ocak 2014 Çarşamba
BAL KOVANI
Hamdi defâlarca ölümden döndü. Konuşamadığı için, herkesten farklı olduğu için, masum ve bilge olduğu için sürekli dayak yedi. Çetin'in O'nu koruyamadığı çok oldu; herkesin gücü bir yere kadardı çünkü... Defalarca ölümden döndü Hamdi. Her seferinde; her dönüş seferinde eziyet çekerek yoruldu. Fakat hayata dönmek harika bir şey olduğu için artık eskisi gibi bu 'yok oluştan kurtulma' yolculuğundan eskisi kadar korkmaz oldu. Döndüğü hayat ne olursa olsun öyle güzeldi ki, bu güzelliğe ulaşan yolları kat etmek Hamdi için bir şerefti...Hem ne de olsa onca eziyet, eşikler atlamasına ve şâhâne bir ruha sahip olmasına vesile oldu... 












