Küçük bir şehirde, dilediği zaman görünmez olabilen bir ormancık varmış... Bu ormancıkta milyarlarca uğurböceği yaşarmış. Her yaz bir haftalığına kendisini görünür kılan ormancık, insanoğluna uğurböceklerinden olma kocaman bir armağan sunarmış... İnsanlar ormancığa gelip dilekler tutar, uğurböceklerinin minik benekleriyle göz göze gelip umutlarla dolarmış...
Bir sene insanların son zamanlarda ümidini yitirdiğini, canının yandığını, karanlıklarda sıkışıp kaldığını gören ormancık tatlı bir sürpriz yaparak hayata neşe katmak istemiş. Ah sevgili ormancık ne iyi kalpliymiş. Beklenmedik bir zamanda görünüveren ormancığa üşüşen insanoğlu, acıyla biriktirdiği karanlıkların da etkisiyle ormancığa aniden saldırmış; yakıp yıkmış; evet... Ormancık insanoğuluna ümidi kaybettiren kötücüllüğü yine insanoğlunun doğurduğunu hiç mi hiç düşünmemiş... Ormancık yanmış ve tabii milyarlarca uğurböceği de... Uzaklara kaçıp canını kurtarmak isteyen uğurböcekleri yanarak şehre kadar gelmiş. Minicik siyah lekeler olmuş dilekler kaldırımlarda. Yerlerden süpürmüş insanoğlu yanık hayâlleri...
Sedeften bir ay tepelerinde gezmiş...
Kendini ve karşısındakileri inkâr etmeden susmuş herkes; insanlar, böcekler ve üzgün palmiyeler...
Ayın önünden 4 adam kayıkla geçmiş...
Milyarlarca çocuğun parmaklarının ucuna değip değip yükselen, yeniden dünyanın başka bir yerine yumuşacık düşüşler yapan güler yüzlü bir dolunay yeni ümitler getirmiş... Çünkü insanoğlu, evrenin iyilikle iflâh etmeye çabaladığı işe yaramaz bir veletmiş ve eline yeniden şans geçmiş:
Çocukken bindiği bir tirenin penceresinden şapkası uçan kızı düşünen bir dede oturduğu yerde gülümsemiş... 11 yaşında bi gülüşle...
Birbirinin cümlesini tamamlayan arkadaşlar şakalaşmış...
Bir adam kadınını aklından geçirdiği an kadın adama sesini göndermiş...
Küçük bi çocuk şarkı söylerek köşeye geçmiş...
Çilekler pembeleşmiş ve en önemlisi bir uğurböceği ailesi üzülerek de olsa insanoğlunu affetmiş...
Hayatlara incecik bir ümit serpilmiş...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder