23 Nisan 2014 Çarşamba

BÜTÜN KIZLAR ÇİÇEKTİR



Toprağın içine düştü bir tohum... Şeftali kokulu bir avuçla, karpuz renginde bir el birbirine sımsıkı tutunup cansuyunu bıraktı toprağa. Şeftali gibi yumuşak anne, karpuz gibi kuvvetli baba;
güneşinden çekilerek, 
gölgeleriyle koruyarak, 
sevgiyle sulayarak başını beklediler tohumun... 
Çay rengi bir bahar sabahı başını çıkardı topraktan çiçek; 
pembe ve gülümseyerek...
Renklenip kuvvetlenerek büyüdü. Tüm zaman dilimleri incelip karıştı toprağına; 
ara sıra yaprak dökerek,
kalbini kıran yağmuru severek,
yeniden tomurcuk vererek,
böceklerle arkadaşlık, karıncalarla komşuluk ederek, 
rüzgârla boynu bükülerek büyüdü:
İlk yağmurun adı Mehmet'se, başka bi yağmurun adı Burak;
komşu karıncanın adı Ayşe'yse ,
böcek arkadaşın adı Duygu,
toprağın adı evse; hayatının yağmurundan sonra doğan gökkuşağı tatlı bi bebek;
dolunay aşkların en güzeliyse  güneşin adı da gülümseme...

Neyse... 
Güzelleşerek, kuvvetlenerek ve kendinden başlayarak herşeyi severek büyüdü herkesin gözünün önünde... çiçek... 



Hiç yorum yok: