28 Mart 2013 Perşembe

MATRIX

Rüya tabirleri... Tabir... Rüyada gelen işaretlerin dili. İşitme engelli dili gibi kendine özgü bir alfabesi var. Mesela 'rüyada zürafaya binmek, bir yükselişe, hızla gelen bir başarıya delâlet. ' Yani işte, zürafa çok uzun boylu ya, ordan yüksek bir yere tırmanmaya bağlıyor kafasında teyzeciğimiz. Bak, bak hayal gücüne bak. Kafada hemen turuncu ve devasa bir zürafaya biniyor. Bi' bakıyor, yüksek bir yerde! Adrenalin , mutluluk, renkler derken, kendini mükemmel bir duygunun ortasında buluyor. Uyanınca ve uyanıp gerçek(!) dünyaya dönünce, o rüyasındaki öz halini unutuyor. Rüyasındaki o öz halini inkar etmek için antin kuntin bahaneler buluyor. Tehlikeli ve ürpertici değil mi? Bizi kendimizden alıyorlar. Neymiş ' bir yükseliş olacakmış' falan... Oysa insan, o mükemmel duyguyu ancak gerçekten bir zürafanın üstüne binerken yaşayabilir, öyle işle güçle değil. İnsan varlığı, vahşi doğa ile olan eski dostluğunu özlüyor. Çok eskilerde, ayılar, filler, zürafalar, kualalar, baykuşlar ve insanlar beraber yaşıyorlarmış. Beraber, yakın, birbirlerini görerek. Ama... Biz... Hiç zebra falan göremiyoruz? Neden böyle uzak durdular bizden. Hayatta kalabilmek için bizden bu kadar uzağa gitmek zorunda olmalı çok acıklı değil mi? Bir felâketten kaçarcasına yok olarak uzaklaşıyorlar bizden.Zavallı biz... Biz hayvanlarla yeniden dost olana kadar iflah olmayız.

not: yazıyı dinlemek için tıklayınız:
http://www.divshare.com/download/23930251-c34




Hiç yorum yok: