Yazılarda geçen olay, durum ve kişiler tamamen hayal(hakikat) ürünüdür. Cangama gözümde, aklımda, gönlümde canlanan 'şey'leri yazdığım bir köşe-i geyiktir...
2 Mart 2012 Cuma
NEREYE
Tamamen kendiyle başbaşa kalabilmekten mahrum insan... Kendini dinlemeyi unutup, gerçek halinden uzaklaştın; nereye? Şşşşş... Sus. Kaç. Bekle. Bi'dur ve dinle. Artık, yapılması gerekenlerin peşinde koşarken, hayati belirtilerini ceplerinden düşürüp yok olmana 5 dakika kaldı; gitme. Kendinden gitme...
Sen bi'çok ihtimalin peşinden giden adam olursan, o ihtimallerin hepsi , sadece 'ihtimal' olarak kalır. Nokta.
Bir 'şey' yapmak için çıktın yolda, bir 'şey' yapabilmek için peşinden gittiğin kişilerle lafa dalıp yol almayı unuttun. Ne zaman ki insanları birer 'fırsat' olarak görüp ilişki sürdürdün, işte sen tam orda, o anda içinde bir 'sen'i öldürdün. Azalma.
Bir yere varabilmek için büyüyen isteğini taşımayı, olmak istediğin yere yakışmayı bil. Bi' dur.
Kişileşen amaçlar, birbirinin içinden geçerek sana bir delik örüyor; içinde kaybolacağın dipsiz kuyu. Kanma.
Gerçek olanı da bulandıran senin 'olma' telaşın, dur. Sakin ve sağlam dur. Çok gürültülü bir mekandan ilk çıktığında kulakta kalan kirli sessizlik...Dinle.Bu yakışıklı, bu güzel durgun suyun içinde sana ait birşey var. Koşmaya devam etmek istiyorsan, geride kimyanı bozan eksiklikler bırakma. Kal. Kendinde kal, kendini bul, kendini kurtar...
Al, bi' su iç ... Başla... Tatlım sen iyi bir insansın, yazık...Hadi, git bul kendini, canım benim. Al, montunu da unutma burada. Şemsiyen var mı? Yoksa benimkini al...İyi yolculuklar...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder