Sokakta yaşayan kot şortlu adam... Dilimizi bilmiyor; sadece kendiyle konuşacak kadar sökmüş konuşmayı, O'na yetiyor. Bu adamın rüyasına düşmüş , düşlü bir küçük kız... Bu küçük kızın yazıya düşen düşlerinden bir günlük sayfası; balonlu...
Adam rüyasında bilmediği bir şehirde telaşla yürümekte. Tanımadığı insanlara selam verip, her sokak başında yere bozuk para bırakmakta (nedense) ; bir evsizin bilinçaltı nelere gebe? Yeşil, yeşil yağmakta yağmur. Adam bir ağacın altına kaçmakta. İşte rüyanın burasında müzik değişmekte. Çünkü ağacın altında güzel gözlü bir kız günlüğüne birşeyler yazmakta. Adam bir kaç rüya boyunca gelip, gelip bulmakta kızı. Kız hep yazmakta, asık suratla. Adam bu kez kararlı, minik çenesinden tutup kızı, başını kaldırmakta. 'Biriyle göz göze geldiğinde gülümse...' Ruyanın burasında uyanmakta. Bir daha hiçbir ruyada kızı bulamayan adam şimdi korkmakta. Kartondan bir uykuda bulduğu minik kız, şimdi bir yabancıya gülümsemeyi öğrendi ama gerisini bilmiyor. Korkmakta adam ve susmakta. İçinden paslı bir tren gibi durmadan geçen cümle: "Deli bir kızcağıza insanlarla gözgoze gelince gülümsemeyi öğretmişler ama gerisini öğretmeyi unutmuşlar.Deli kız tehlikede." Adam kızı aramak için her yerde, her saate uyumakta.
Bir uyanışında, kartonunun başucunda bir günlük sayfası :Ruyasindan basucuna dusen cocuk yazili bir sayfa: 'Bana gülümsemeyi öğretip gitti bir deli amca...' ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder