8 Mart 2012 Perşembe

BİR BUKALEMUNUN EN KÖTÜ GÜNÜ...



Bir gün, bir bukalemun kadın, aylarca süren çiftleşmeler sonucu döllenen yumurtasını gömmek  için yer bulmaya çıkar… Çölü didik,  didik edip; nihayet çukur kazabileceği bir yer bulur. Yemek yemeye zamanı kalmadığından gözleri kararmış, dikkati dağılmışıtır.  İşte bu yüzden 2 haftadır kendisini izleyen yılanı fark edememiştir. Bukalemun kadın,  halsizce yumurtlarken, yılan çoktan yakınına kadar gelmiş, sabırla beklemeye başlamıştır bile…  Bukalemun kadının yumurtlama eylemini sonuçlandırmasıyla, yılanın yumurtayı  yakalaması arasında kalan kısacık boşluk;  yeni bukalemun bireyin tüm ömrüdür. Bu boşluk anı, iki adımımız arasındaki küçük uçma süremize; göz kırpışımızın onda birine; bir hapşırığımızın yüzde birine; bir ömre eşdeğerdir. Yılan, yarısını kuma damlatarak çiğnerken yumurtayı; bukalemun kadın çoktan kumun rengini almıştır. Kum olmuş, hiç olmuş, görünmez olup çölde uçuşmuştur… ve… açtır. Tam o anda, nadide bir sinek geçer dudaklarının dibinden; kıpırdamaya korktuğu için ancak gözlerini doyurur sinekle. Kıpırdarsa görünür çünkü… Yutkunur aniden boş bulunup ve yutkunuşu bitmeden yakalanır yılana. İşte bir bukalemunun en kötü günü budur…
Kıpırdarsan, ölürsün. Kıpırda ki yaşayasın…
Sen, doğduğunda bile biliyordun ne yapman gerektiğini… Dünyaya bildiklerinle, sevginle geldin… Dişi kuş oldun, bukalemun kadın oldun, balık oldun, baykuş oldun, sümüklü böcek oldun, kadın oldun… Anne oldun; eş, sevgili, arkadaş, evlat, emekçi, eski sevgili, patron, köle oldun…
Senin çocuğun bir ceza evinde cinsel tacize uğrayıp, sana gösterilmeden başka yerlere gönderildi…
Senin uykun kaçtı, canın çıktı…
Sen dövülerek öldürüldün…
Senin gözlerin doldu…
Sen bir adama gözü kapalı destek veren sevgilisin…
Sen ‘hayır’ demeye çalışıtığında,  susturuldun.
Sen hayatı kolaylaştırıp, güzelleştirensin (evet bazen zorlaştırmayı da en iyi sen bilirsin; şşş,aramızda kalsın )…
Sen hala hangi sektörde olduğun fark etmeksizin tacize uğruyorsun…
Senin kalemin, sesin, marifetlerin, akla gelmeyen çözümlerin var…
Sen…
Işıl ışıl sevgisin…
Şişman elli bir hasta bakıcı…
Kırgın bir yaprak…
Boğazında yumruk kadar düğümle gezen bir pelikan…
Gözü arkada kalmış bir baykuş…
Şşşş…
Bir gece yarısı gelen haber…
Kıymeti bilinmeyen bir zanaatkar, sanatçı…
İsmi yasak edilmiş bir azınlık…
Birinin karnında patlayan bomba…
Makinaya sıkışmış bir işçi eli…
Bir sardunya…
Bir bukalemunsun…
Kıpırdarsan görünürsün, kıpırda ve görün.
Dünya  Emekçi Kadınlar Günün kutlu olsun kadın!  Emeğinin, sevginin karşılığını alman dileğiyle…

Hiç yorum yok: