12 Mart 2012 Pazartesi

SUS

Sessizliğe ihtiyacımız varmış…
Sustuk.
Aniden, gizli bir emirle susup, sessizliği durgun duvarına vurduk.
Yanaklarımız kızardı.
Utandık.
Sus.
Ses bitince orta yerde çırılçıplak kaldık.



O kadar suskunduk ki uzaklardan bir yerden geçen, başka zamana ait bir düğün alayının neşeli seslerini duyduk.

Yıllar öncesinden, yıllardan kurulu rayda sallanarak,kıpırdak bir müzikle ilerleyen trenlerle uzağımızdan geçtiler. Duyduk.
Durduk.

Birbirimize baktık.
Çıplaktık.
Zaman gözlerimizin içinden geçti, gitti.

Sesimizi bizden ödünç alıp, kendini anlatarak yaklaştı, yakınımızdan geçip gitti.
Müziğini uzaktan duyduk.
Perdelerimiz takıldı camlarına; açıkta kaldık.
Hafiftik.
Şimdi daha bir bizdik.
Hıçkırık gibi bir nefesle geri döndü sesimiz.
Trende kaldı gerçek halimiz.

Hiç yorum yok: