21 Mart 2012 Çarşamba

ZATEN


Sabaha karşı, günle beraber aydınlanır bir insan. Rüyasında gelen kallavi bir duygudan...



"Söyle...

Anlamı saklamadan, kelimelerin altında ezilmeden söyle... 
Su gibi...  
En akıcı cevap, gerçek çünkü... 
En güzel şarkı yere göğe sığmayıp, kendini ortaya atan 'gerçek'in şarkısı: ağlatabilir, gülümsetebilir, can acıtabilir, kırar-döker ama göz göre göre küçücük kalmana neden olmaz... Söyle...
Kimsenin bilmedikleriyle örülmüş, neşeli yolların kalsın kirpiklerinde ama ayaklara dolaşan saklantılarını sök içinden; arın.
Seni ışıklandıran gizlerin sadece sana kalsın; uykunu sızlatan sırları havaya üfle... 
Senin sustukların birinin gecesinin içine, kötü çalınmış bir şarkı gibi sızıyor. Şimdi. İncitme.
Fondaki kirli görüntüde kaybolup, kaybedeceksin.
Saklaman gereken çok şey taşıyorsan cebinde, yanlış yerde ve yanlış kişiylesindir... Ya da daha kötüsü sen yanlışsındır. Bi' an için yanılmış, yalanlaşmışsındır. Kendine de senin için olanlara da haksızlık etme.
Sormadan söyle bazan... Doğru soruyu bulmak, doğru cevabı bulmaktan daha güç, biliyorum.
Bir anı, olduğu haliyle yaşama şansını kaçırmadan burada dur ya da git. 

Zamanı, durumu, kişiyi geldiği gibi görme yetini, unuttuğun yerden al, gel... 

Sadece hacminle yer tutuyorsan bir yerde; 
için bir yerde, dışın bir yerde;
gözlerin orada, sislerin burada; 
resmin bir şehirde, nefesin bir ensede ise;
kalk git, yer kaplamadan. 
Gözlerinle aynı yerde kalabilir misin?
Sen aslında nerdesin?
Kaç kişisin?
Kaç kişiyesin?
Kime ve nereyesin?
Niçinsin? 
Şşşş...
Kendine söyle... 

Sen... bildiğinde... zaten... hoş gelir... safalar getirirsin..."



Hiç yorum yok: