3 Aralık 2012 Pazartesi

ÖKÜZ


Karanlık bir ormanın içinden şehre simsiyah büyükbaşlar dağıldı. Islak ve çamurlu sesleriyle homurdanarak yaklaştılar. Yaklaştıkça birleşip tek vücut oldular: bir tek öküzde toplandı karanlık. Öküz!
Ev, ev; kapı, kapı; kalp, kalp; ruh ruh gezdi Öküz. Öküz!
Her kim ki azıcık bir kaygı duysa; ruhun bu kaygı kapısından sızdı içeri Öküz. Öküz!
Her gece, birinin göğsüne oturdu.
Bu gecelerden birinde -öküz için sıradan, kurban için çamurdan bir gece- , kurbanın sesini işitti:

"Hayatımı yaşıyorum. Bütün hayatımı aynı anda yaşıyorum. Çocukluğum, silgilerim, peynir ekmek... Cehennem sırtımın altında. Göğsümde taşınmaz bir ağırlık.
İçimde yanıyor her anım. Bir el... Beni tutup, herşeyin daha güzel olduğu yere çekecek el... Yakalayıp, yakalanıp yitirdiğim başka dünya. Hayatım üstüme akıyor,  eriyerek kayboluyorum. Hayatım üstümden akıyor; olmadığım insan, gitmediğim zaman dilimi kalmadan parçalara ayrılıyorum. Lavanta kokusuyla azıcık aralanan gözlerimin içinden milyonlarca kişi geçiyor ve bir çift göz... Kurtar beni... Bütün dünyanın kapıları kapanıyor. Beni buradan alın...
Teslim olup dünya değiştirdiğim anlarda 'bu cehennemi hak edecek çok kötü birşey yapmış olmalıyım.' diye düşünüyorum. 'Yaptım mı? Kötü müyüm ben?' ... 'Sırası değil, evine dön...' İlk olarak ellerim terk ediyor beni; parça parça teslim oluyorum hiç tanımadığım ve kendimi tanıyamadığım bir yere... Çok başka bir yere gitmenin yükünü kaldıramıyorum. Cehennem. Cehenneme bile ulaşıp beni çeken kollar... Dönüyorum, dönüp birşeylere gülüyorum. Çocukluğuma ve yaşlılığıma sözler verip geri geliyorum. Bakkala giden merdivenlerden koşarak, düşerek çıkıp şimdiki halime ulaşmaya çalışıyorum. Raylar yabancılarıo damarlara dönüşüyor: Ceza. Sırtımı buz gibi taştan kurtarıp avucuna alan, çocuk gibi avutup yola sokan güç...
Serinliyorum. Toprak atarak üstü örtülen dayanılmaz bir gerçek gibi; bu yabancı halime su serpiliyor, suyla örtüyor eller  karanlık halimi. Dönüyorum... En güvenli yerde açıyorum gözlerimi; sesimi geri alıyorum... Ellerimi! Hemen ellerimi alıp kahramanıma teslim ediyorum. Burası daha güzel...
Nereden bakarsan, baktığın yerin sözcüsü oluyorsun ya; öyle işte... 'Evet' demek için de 'Hayır' demek için de aynı ölçüde neden var ya; öyle...
Seçince geçiyor işte... Ben seçtim; güzel tarafta kalıp, yaşamayı seçtim."



fotograf: cem baza






Hiç yorum yok: