5 Aralık 2012 Çarşamba

BUÇUK

























Seni bana ruyam mı getirdi? ...
Belki de kabusum...
   Acaba dünkü kargonun içinde mi geldin? Kim bilir... Geldin işte... Lütfen git. Kimse seni benimle görmeden git.
Komşu aşure getirirken mi girdin içeri? Kimse seni gördü mü?
Yağmur yağınca mı geldin, söyle!
Git, git, git.
Vapura binerken mi düştün peşime, yoksa beni delirten o telefon geldiğinde mi?
Hm?
   Ya, herkse bize bakıyor, n'olur uzak dur benden.
Pencere açık kalmış gece... Belki... sen de fırsat bilip- ... Neyse, çok saçma.
Tüm korkularımı açık ediyorsun git.
...
Göz göre, göre birinin yalanına 'hı, hı' deyip geçtim. O zaman mı buldun beni?
Param çıkışmayınca, uykum açılmayınca, haber gelmeyince düştün peşime değil mi!
   Kötüsün. Komiksin ayrıca, tipe bak ya. Neredeyse sempatik ve hatta çocuksusun.
Neden! Neden geldin? Ne işin var hayatımda?
Fırsatçısın bebeğim; özür dilerim ama sinsi bir fırsatçısın...
Zayıflığımın nişanesi gibisin; zaaflarımın...
Git!
Uçuk! Ne işin var yüzümde? Uçuk, buçuk istemiyorum ben.

Hiç yorum yok: