11 Şubat 2013 Pazartesi

BAĞ 4


Dördüncü odaya girerken, ayakları geri gitti kadının. Hiç ... ama hiç istemiyordu içeri girmeyi: 'git!' diyen bir oda bu. 'Gitmek' duygusunun kendisiyle dolu bir oda. Girmek zorunda kadın, oyun böyle. Her bir odanın içine girip, keşfedecek.Girdi... Ruhunu kapıda bekleyen adamın yanına bırakıp, girdi.
Toprak, kağıt, yol kokusu ve başkalarına giden köprülerle dolu bir depo. Bir tiyatronun, çok absürt bir oyunundan kalan dekor parçaları gibi duruyorlar... Elle, akılla, kalple inşaa tüneller gördü kadın. Bu tüneller, imkansız köylere ulaşım sağlayan küçük yol parçacıkları gibi, kavuşturucu ve ayırıcı yollar. Etrafında yıllar olan çizgiler ve ritmi değişen gidiş, gelişler...
İzsiz bir oda... Bütün izlerini gittiği yerlerde bırakmış, ayak izleri... 'Ayak!' diye seslendi kadın. Sessiz ve parmak ucunda bir adım gibi açıldı kapı. Yanıt doğruydu...

Hiç yorum yok: