4 Şubat 2013 Pazartesi

BAĞ 1



Sayısız merdiveni çıkıp bitirdikten sonra, pembe kokan bir odanın kapısında durdular. Adam, kadının gözlerini bağladı. Bu, büyük bir oyunun ilk sayfasıydı. Kadın, hiçbir şey görmeden, odanın ortasında duran 'şey' i tanıyacak mıydı?
İçeri girdiler, süre başladı. Adam kapının dışında kaldı.
İyice kokladı odayı kadın. Pembe bir kokunun içinden geçen çizgiler; mor, sarı, bordo ve siyahtı. Damakta yeşil bir tat bırakarak, insana rahat bir nefes aldırıyordu 'nesne'...
Ellerini uzattı kadın; yumuşak ve ağlamaklıydı yüzey. Hiç bir yeri atlamadan, her noktasına dokunmak istiyordu . Aniden kocaman bir çatlak değdi eline; büyük ve gıcırtılı bir çatlak. Elini, bileğine kadar içine alan üzgün bir çukur. Çukurun içinden tadilat sesleri ve mevsim çiçekleri fışkırıyordu. İyileşmekte olan, yorucu bir anı?
Kulağına bir şarkı çalındı. Şarkının içinde darbukalar, kemanlar, çocuklar ve aryalar vardı... İnsanların ve yaprakların sesi, küçük yolcuklar olup içinde hayatı taşımaktaydı...
Kırığıyla, kokusuyla,heycanıyla, umuduyla... tastamam bir 'kalp' ti...
'Kalp' diye seslendi kadın . Sesi, kapının önündeki adamın eline düştü. Yanıt doğruydu. Şimdi gelen, ikinci sayfanın yürüşüydü...


Hiç yorum yok: