28 Ocak 2013 Pazartesi

TOPUKLU AYAKKABIYLA YÜRÜME SANATI

Dengede durarak, gitmek istediğin yere ulaşmak istiyorsan, sabredeceksin. Zamanla ne çok şey öğrendiğine, kendin bile inanamayacaksın küçükhanım.
Topuklu ayakkabıyla yürümek, bir sanattır.
Tehlikeli ve eğlenceli bir sanat...
İlk olarak; rengiyle, tasarımıyla, verdiği duyguyla kendine uygun bir ayakkabı seçeceksin güzelim. Unutma; herkes için doğru bir topuklu ayakkabı vardır. Doğru ayakkabıyı seçmek için kendini iyi tanımalısın. Nasıl bir vücudun olduğunu, sana neyin yakıştığını, seni neyin mutlu ettiğini, kim ve nasıl olduğunu bilmeden, nasıl bir ayakkabın olması gerektiğini bilemezsin. O ayakkabıyı ; 'ayakkabını' bulduğunda; kendini çok rahat ve çok güzel hissedeceksin. Olman gereken yerde ve tam olarak 'kendin' gibi hissedeceksin; kuvvetli bir duruş geliverecek vücuduna; ruhunun her odasında; her halinle kadın olduğunu hissedeceksin... Üşümeyeceksin, dengen yerinde, gülüşün yüzünde olacak. Dışarıdan bakıldığında bile anlaşılacak kendini nasıl da güvende hissettiğin.
Gel gelelim; yanlış ayakkabıyı giyersen, dengen ve yürüyüşün bozuk olacak. Canın acıyacak; gittiğin her yerde huzursuz olacaksın, başkası gibi hissedeceksin kendini ve bu sana benzemeyen halini, hiç ama hiç sevmeyeceksin. Olabilir; hatalarından çok şey öğreneceksin tatlım. Hiç düşünmeden, o ayakkabıları, hemen oracıkta bırakıp kaçmalısın. Hatta azıcık ayağını vuruyorsa dahi bırak ve git. Hiçbir şey yanlış bir tercih kadar sıkamaz canını. Acıma. Vazgeçmekten korkma; kendine yakışanı bulana kadar, gerekirse terlikle, gerekirse yalın ayak yürü ama git... Kendi ayakkabını bul ve devam et...
Kadınlığını tanıyarak ve kadınlığına sahip çıkarak, naif gülümseyişinle... Yürüyeceksin küçükhanım. Geride bıraktıklarına bakmadan; öyle, yere düşürdüğün herşeyi kafana takmadan; kendi ritminde yürüyeceksin. Bir yerden temiz kalple çıkıp gitmeyi bileceksin. Kirli suları ayakkabına bulaştırmamak için büyük adımlar atman gerektiğinde, güzel kıçına güvenip, koskocaman bir adımla, değmeden geçeceksin. Sularını temiz, tertemiz tutacaksın.
Sen herşeyi içtenlikle yerine getirsen de; yolda, göremediğin bir çakıltaşı, beklenmedik bir su birikintisi,
hakaret yüklü bir yağmur bulutu,
içi çamur dolu bir çukurcuk ,
leş gibi bir ağızdan düşme bir sakız, sevgisiz bir cam kırığı,
huzursuz bir kaldırım taşı,
bir bozuk para,
özgüvenini yitirdiği için tehlike saçan bir kablo demeti,
kimliği belirsiz bir adam çıkabilir yoluna... Ne yaşaman gerekiyorsa yaşa; pamuklarla temizleyip ayakkabılarını, büyümüş biri olarak yürümeye devam edeceksin.
Tamam mı canım?
Hem, önünde uzun bir gelecek var. Bazan sevişmekten, sevilmekten, gitmekten yorgun düştüğünde; ayakkabılarını eline alıp, eteklerini toplayarak, rüzgarla ve denizle, yürüyerek dinleneceksin.
Çalışmaktan yorulduğunda bile ayakkabılarına binip işe gideceksin.
Biliyor musun? Bir gün anne olacaksın. Kucağında bebek varken bile seni taşıyacak; çilli ve tombul bir anneyken bile sana kadınlığını hatırlatacak ayakkabıların.
Kolay olmayacak; ne gülünç duruma düşecek, ne de gülünç durumda olana gülen bir 'kibirli' olacaksın.
Unutma; topuklu ayakkabıyla güzel yürümek;
kendi ayakları üzerinde duran bir kadın olmak demektir;
içinden geçmek için, doğru sokakları seçmek demektir;
her adımında dikkatli olarak, her adımınla olmak istediğin kişiye yaklaşman demektir;
birlikte adım atmak için, yanına yakışan insanları tercih etmen demektir küçükhanım. Söylediğim gibi; topuklu ayakkabıyla, güzel yürümek bir sanattır: Tehlikeli ve eğlenceli bir sanat .


Hiç yorum yok: