Yanında gönül rahatlığıyla susabiliyordu...
Gizlenebiliyor ya da isterse her şeyini ortaya koyabiliyordu.
Herşey için doğru zaman ve doğru yerdi.
Akıllar hiç bir dala takılmıyordu.
Sokak tıkırık, tıkırık işliyordu.
Onlar kendilerine has, yeşil bir zaman diliminde birbirlerinin kalbinin içinde keşif yürüyüşü yapıyorlardı.
Yollar kaybolup kaybolup birbirine dolanıyordu.
İşte şimdi doğru andı.
Kendiliğinden oldu.
Sonunda oldu.
Gökten de öyle 3 elma filan değil milyonlarca yıldız düştü.
Kadının sesi, adamın avucuna aktı.
İnsanlıktan daha eski bir tarihe yakışan bir' içtenlik yemini ' ritüeli gibiydi.
Kutsadı; değerek geçti.
...
...
Artık hayat daha güzeldi.
Yazılarda geçen olay, durum ve kişiler tamamen hayal(hakikat) ürünüdür. Cangama gözümde, aklımda, gönlümde canlanan 'şey'leri yazdığım bir köşe-i geyiktir...
29 Haziran 2012 Cuma
SESİNİ DE VERMEK
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder