11 Haziran 2012 Pazartesi

BULUTLU Bİ'AN



Bazı belgeselleri izlediğinde 'sinema bile bok yesin' diyor ya insan;
bazı gerçeklerle baş başa kalınca 'kurgu da neymiş? En taşaklı hikaye işte hayatın en gerçek halinde' diyor ya; binalar, makinalar parça parça siliniyor ya; 
söylenenler bulanıklaşıyor, su sesinde kayboluyor ya;
işte o an müzik kesiliyor:









Kuş sesleri geliyor;



her canlıyla göz göze geliniyor;
çekirge seslerinin içinden bir kuş havalanıyor;
tatlı bir serinlik geçiyor saçların arasından;
yağmur damlıyor dudağına;
bir balık yumurtalarını savuruyor;
 
yapraklar koşuşuyor;

bir baykuş öterek yaklaşıyor;
ortalık çilek kokuyor;
hafifliyor hayat;
gezegenler büyüyor;
sesimiz küçülüyor;
bir çiçek, kendi dibine saplanıp çoğalıyor;
bir yavru aslan annesine kavuşuyor...
İşte o an evrende basit bir canlı olduğuna idrak ediş ve yükseliş anıdır.
En iyisi bir yerlere çiçek dikip bu idrakı kutlamak...





Hiç yorum yok: