24 Nisan 2013 Çarşamba

GÖÇEBE'NİN BELKİ'Sİ

Devasa binaların arasında çok güzel bir bahçe varmış. Küçücük, yeşil ve beyaz bir bahçe. Bu bahçede, belki de binalardan daha yaşlı bir ağaç varmış. Pardon, 'yaşlı' dedim; 'olgun' demeliydim. Nezâketimi takınayım.
Bir gün bina sakinlerinden biri ağlayarak girmiş bahçeye; kucağında bir saksı; saksıda pembe çiçekler. Şişmiş gözlerle, küçük ve kesik adımcıklarla bahçeyi şöyle bir gözden geçirip, saksıyı bizim 'olgun' ağacın dibine koymuş. Pespembe çiçeklerleri ve fırfırlı yapraklarıyla sardunya, neşeli bir genç kız gibi bahçeye taşınmış. Ağaç çok ama çok heyecanlanmış. Yıllardır uykusunu alamamış, yıllardır heyecanlanmamış; işte bugün bayrammış... Şimdi aklı, tam ayak ucundaki sardunyadaymış. 'Hoş geldin.' diyerek genç kızı selamlamış. (Of , ne kaba sabaymış; hoş bir iltifat bulamamış! )
'Hoş bulduk! ' demiş sardunya, ' Nihayet bahçedeyim!' ...
Günler ve rüzgârlar geçmiş, bahar gelmiş. Daha doğrusu bahar, bir görünüp bir kaybolan serseriymiş. Çiçek mi açsın, küçük yapraklarla yeşillensin mi bilememiş bahçe sakinleri. Ne nazlı, ne uçlarda yaşayan, ne gelmez baharmış; doğa homurdanmaya başlamış. Olsun, baharın bugün-yarın gelme olasılığı bile, ruhlarda çoktan dalgalanma yaratmış. Bizim ağaç, saksıdaki sardunya'ya sırılsıklam aşıkmış! Gelgelelim, bir türlü açılamamış. Düşünmüş;
'ben bir ağacım;
köklerimle çok derinlere tutunmaktayım;
kıpırdarsam canımı toprağa bırakırım;
bu deli-dolu kızı nasıl yanımda tutarım? ,
diyelim ki sevdi beni, kaldı ayakucumda,
bu pembe adımlı tazeyi, zapt etmeye nasıl kıyarım?,
iyisi mi ben, hiç ayak bağı olmayayım. '...
Kararını vermiş; ilk iş, bol yapraklı bir dalıyla, pembe kızı gölgelemiş. Önce saksının yerini değiştirmiş bahçevan, sonra alıp götürmüş sardunyayı, ağacın ayak ucundan.
Ağaç , sardunyayı sevmekten vazgeçmiş mi? Hayır.
Sardunya kızımız göçebe hayatı sevmiş mi? Çok...
Peki ağacın köküne karışıp, çiçeklenerek yerleşmek ister miydi pembeli kız? , Belki ; belki de çok isterdi. Ağacın yanında kalmak, belki de düşünün en pembe yeriydi... Bu 'belki' yi ağaç hiç öğrenememiş... Kızı sadece uykularının bahçesinde öpebilmiş...
Sevgi bazan böyle birşeymiş... Ağaç ise yeşil, bilge ve sevmeyi en iyi bilenmiş.




Hiç yorum yok: