Geyik, bütün hayvanların ideal avıdır ; insan dahil olmak üzere. Hayatta kalmak için sürekli ve ömrü boyunca tetikte yaşaması gerekir. Biri tarafından yenmek istemiyorsa.
Hızlı koşamaz, hareketini kısıtlayan kocaman boynuzları sadece yakın savunmada işe yarar. Fakat avcı o kadar yakına kadar geldiğinde artık herşey için geç olduğundan, bu yakın savunma gücü, beyhude bir çabadan başka bir işe yaramaz...
Fikirden önce savunma mekanızması devreye girer çünkü tehlikeyi fark ettiği an, hep, her şey için geç olduğu andır... Duygusu cümleye dönüşemediği için kendini savunmayı beceremeyen bir insanoğlunun çaresizliğinden daha kötüdür ve en önemlisi ölüm-kalım meselesidir. Savunmasızca ve mücadele içinde yok olur.
Geyikler genellikle kahverengidir ve bu dünyaya yanlışlıkla gelmiş gibidir...
Her ne kadar ormanlarda yaşadıkları sanılsa da kırlıklarda, çalılıklarda ve hatta kuru ormanlarda dahi bir geyikle karşılaşabilirsiniz. Çünkü bir geyik için hayatta kalmak,zaten her yerde zordur; nasılsa insanoğlu, vaşak ve kurt başta olmak üzere çok sayıda tehlikeli hayvanın tehtidi altında yaşam mücadelesi verdikleri için artık 'uygun koşullar' ı aramaktan vazgeçip her yerde, bir şekilde türlerini sürdürmeyi seçmişlerdir. Yüreği korkuyla dolu bütün varlıkların aksine, güvenilirlerdir.
Genellikle sürü halinde yaşarlar.
Geyikler güzel, lezzetli, değerli ve malesef lânetlidirler... İyimserliklerinden mi, kötümserliklerinden mi,
saflıktan mı,
tī'ye aldıklarından mı bilinmez; hiç vazgeçmemeleriyle dikkat çekerler.
Sonuçta geyiktirler ve bir vesileyle muhabbettedirler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder