2 Ekim 2012 Salı

CANIM


Oda, oda içim: Ruhlarım geziyor odalarımda.
Hepsinin başını tek, tek okşamak için sevgiyle geziyorum....
Çocukluğumu seviyorum; kucağıma alıp döndürüyorum, gülüyor.
Bebek kokulu saçından, bebekliğimdeki saçımdan öpüyorum O'nu...
Şeffat duvardan geçip en başarısız halimi buluyorum.Üzgün. Canım. O' na sarılıp ağlamaklı, gülümsüyorum. Bi' bilse...
Taze aşık olmuş halime çiçekler götürüyorum; kayboluyor çiçeklerin içinde.  Yıldızlara bakıyoruz beraber. O halimi, Içimde sonsuza kadar taşımak isiyorum. Sımsıkı sarılıyorum O' na. Umudum...
Bit kadar bir haber ile havalara uçan halimle kadeh tokuşturup, hemen başka bir odamda buluyorum kendimi...
Bir köşesinden pencerenin, bakakalmış olup bitene... O'dan çok şey öğrendim, çok...
Bir okulun içinde, bir sahnenin kulisindeki dolu gözlerimle gözgöze geldim. Ah... Benim sahneye aşık halim...
Saçlarını taradım çalışkan halimin...
Haksızlığa uğradığı yerde kaskatı kesilmiş; sesi çıkamadan yardım çağıran halimi buldum sokakta. Zımba gibi bir tokat attım, sarılıp ağladık.
Yalan söyleyen halime TUTTT! masam düşüyodun!!! şakasını yapıp, saçını çekip kaçtım.
Çok ama çok sevilen halimle bir bardak huzur suyu içip hacı oldum; kutsandım.
Mahalledeki evden alıp önlüklü halimi, okula götürdüm; en pasaklısından meybuz yedik.
Uzun ve renkli saçlarımdan kül ayıkladım, üniversitedeki kantinin tuvaletinde...
En savunmasız halimi kalabalıktan söküp, bir ağacın altına bıraktım...
Ada, ada gezdirdim bırakılmış halimi...Ağladı, sustuk. Canım.
Annemle babamın arasında uyuyan halimle dalga geçtim; 'çüş! 17 yaşında değil misin sen şımarık!'
Saatlerce kakır, kakır güldüğüm deli halimle eğlendim, o halimin arkadaşlarını ne özlemişim.
Kitabıyla kucaklaşmış, başka dünyalara dalmış halimin kahvesini tazeleyip, kedisini besleyip sessizce çıktım odadan.
Profesyonelce ütü yaparken izledim kendimi; sinema telkinli şarkılarla...
Bir adamın uykusuna kaçmış fırfırlı halimle dans ettim en güzel müziklerde...
Dilekler tutup yemekler yapan halime yardım ettim, görmedi bile beni; domestik.
Kendimi uyurken izledim. Bu da ben miyim? Kim bilir hangi gezegende, nelerleyim? Uykusunda defalarca uyanan, uyandıkça bu dünyaya yaklaşan, daldaki serçeyim...
Kendinden emin, tıkırıklı pabucunda gezen halimle güzel bi' iş yemeği yiyip, sesleri takip ederek bir tepenin üstüne koştum.Koşarken eteklerimi tuttum...
'Çıt. Tık. Tıkıtıkı. Pıt.' ederek yazan ben. Hiçbir halime sır vermedim, ses etmedim. Hayranlıkla gezeledim.
Ben kim oluyorum da çocukluğumdan, hallerimden, 'ben' lerimden büyükmüş gibi kırıtıp geziyorum... En bilgesi hangisi ki? Ben değilim. Net.
Ne oldu da göründü hepsi bana?
Bi' aşk?
Bi' bakış?
Bi arkadaş?
Bi' nakkaş?

Hiç yorum yok: