11 Ekim 2012 Perşembe

KIRMIZI IŞIK



Herkesin 'durma' hakkı var.
En saklı hak; durma hakkı...
Başta kendimize, birbirimize;
   birlikteyken ya da tekken;
çalışırken ya da koşarken;
yaşarken diyorum yaşarken: durma şansı vermeliyiz... Yenilenmek için.
   Herşey 'yeni' için.
Düğünün birinde, iki plastik sandalyeyi birleştirmişler de uykusunda oraya bırakılmış gibi bir uyku uyuyarak mesela... Öyle güzel, öyle gürültülü, öyle hem bu dünyada hem öteki ruyada.
Öyle paralel evren etkisi ile yavaşlasın zaman.
Isıyı geçirip ısınmayarak;
dinleyerek;
yolun kenarında gözü dalmış şekilde kalarak;
battaniye kucaklayarak;
sayarak;
öyle ya da böyle bi' dursak? Biraz? Bu anlar önemli anlar. Gözden kaçırmasak?
Olur mu patron? Deneyelim mi bi?

Hiç yorum yok: