21 Mayıs 2012 Pazartesi

PSSSS!!!

Kaldırımda bir çocuk...
Annesinin kesesinden düşmüş gibi durmakta.
Annesiyle arasında duran iki adımlık mesafeye bütün korkular sığmış: Çocuk tedirgin, öylece durmakta...
Yoldan öfkeyle geçen otobüs aniden frenini boşaltınca kısa ve net bir sıçrayışla çocuğun dünyası değişmekte.
Sesle birlikte çocuğu izleyen bir başka çocuk iki kez korkmakta; ilki ses için, ikincisi korkunun yansıması için...
Korku bulaşarak çoğalmakta...
Çocuk bir patlama sesi duyduğunda tüm vücudu, net ve kararlı bir sıçrayışla, patlayanın kendisi olduğu izlenimi yaratmakta. Çocuk aniden, korktuğu şeyle bütünleşip, korktuğu şeyin ta kendisi olmakta...
Bu sesler her an etrafımızda gezmekte... Dehşet saçarak...
Bıkanı, korkanı, canı acıyanı, gözü pas tutanı toplanıp öyle çok konuşmakta ki, hayatı 'kaçınılan' ın etrafına öyle çok kurmakta ki ; zamanla derilerinde, kokularında hayat bulmakta 'korku'.
Kork(makta).
Korkut(makta).
Korkutucu ol(makta).
Ol(makta).
Oluş(makta)...
Her gözeneğinden kendi varlığı kusarak, korkulanın ta kendisi olmakta çocuk...
O 'şey' e dönüştü...
Evrildi; eriyerek akıp gitti...
Herşey bir marketin önünde, annesine iki adım mesafedeyken başladı.
Şimdi çocuk en çirkin haliyle büyümekte... Kaçın.

Hiç yorum yok: