Yüzyıllar öncesindeki çocukluğumdan kalan baloncukları özler doku'larım.
Büyüyüp, ellenip ayaklandıkça unuttum nerelerden geldiğimi.
Susadım.
İnsan halimle suya girdiğim an, her hücremle suya karıştım.
Çok susadım; uykulardan uyanıp kana kana içtim, yine de doyamadım.
Toprak tutar, su çeker beni; su besler...
Gözlerim denizle dolmadan soluklanamam ki ben; gerçek olamam.
Parmak kadar bir balık olduğumu her unuttuğumda çirkinleşip, başka bir dünyanın canlısı olurum; zapt et beni su.
Sudan uzak kaldıkça daha çok iş, daha çok para, daha çok tüketim düşünür; doğaya aykırı bir varlığa hatta 'yokluğa' dönüşürüm... Ben sadece insanım (şimdi)...
Susadım: Demek ki bir makinaya kaptırdım elimi...
Diz kapaklarım gıcırdamaya başladı, tevekkeli , iyi susamışım ...
Suya düşüp, öz be öz kendimi bulasım geldi, kapıda...
Bekletmeyeyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder