26 Kasım 2012 Pazartesi

VE İŞTE KARŞINIZDA AJDAAA PEKKAN! (alkışşş)





Hanım, yüzü limon yemiş gibi buruşuk; gözleri dopdolu (ama asla yaşlar içinde kalmayan); boynu hafif bükük bir geçkin kızdı. Geçkindi ve kızgındı. Sürekli iç çeker, bir gözünü geçmişin yollarından birinde bırakmış bir acılı aşıktı; 'gözü arkada kalma' deyiminin, yaşam içinde kullanılmış haliydi. Ağızdan çıkıp, başa ağrı olarak saplanan sözdü. Verilmiş bir karar, vazgeçilmiş bir seyahat, kaçırılmış bir gemi, ısrarla sahip olunmuş bir mücevherdi .
Gidilmiş bir yer, kaybedilmiş zaman, hediye edilmiş bir kol saatiydi Hanım.
Pişmanlığın ta kendisi! Pişmanlığın daniskasıydı! Çok ama çok ve hep ve her şeyden pişmandı; henüz yaşanmamış olandan bile... Pişman.
Bir gün merdiven çıkarken, ter boşalıverdi her yerinden.  Bir duvara çarpmış gibi zilyonlarca yıldız göründü birden. Gözleri iri, iri açıldı Hanım' ın... Aniden herkesin kalbindeki yeri büyüyüvermişti... Uykulara, sabahlara, sokaklara yürümüştü şöhreti. Herkes O' nu yakınen tanıyor ve hatta hissediyordu. Yazık ki böyle popüler olmuştu... Yazık, evet. Neden mi? Aslında sen de biliyorsun ...
Hanım gece, gündüz; yerli, yersiz; irili, ufaklı yer eder olmuştu akıllarda. Yaş, sınıf, saat seçmeden her hayata sıçramıştı. Gizli, arsız ve kötücül bir moda gibi... Hanım 'Pişman Hanım' ın ta kendisiydi... Artık sadece geçmiş için değil;  şimdiki zaman ve hatta gelecek zaman için bile dırdır eder olmuştu. Düşünsene 'niye yapacağım! niye!' diye, gelecekteki seçimi için şimdiden pişman olanlar vardı. Daha hareketi tamamlamadan, Pişman Hanım'ın dırdırı ile  iç huzurunu yitirenler, şimdi bir de henüz yaşanmamış anlar için bir, bir yıkılmaya başlamıştı. 'Kaçın! Kaçın!' diye bağıranlar ve aynı anda bağırdığına bağıracağına pişman olanlar, birbirine çarparak koşuyorlardı.
Pişmanlık kol geziyordu. Memeleri, bütün elleri, saçları, sesleriyle yürekleri kurcalıyordu.
Ta ki insan kendini bağışlamayı öğrenene kadar... ( Nasıl öğrendiğini zamanı gelince anlatırım. )
Ne zaman ki insan serin bir su serpti yürek kapısının önüne. İşte o an Ajda Pekkan girdi devreye. 'Boşşş verrrmişşim! 'Boşşş verrrmişşim! 'Boşşş verrrmişşim! Dünyaya!!!' (Arası  yok.net)


Hiç yorum yok: