16 Kasım 2012 Cuma

BİRDENBİRE KALKINCA BAŞIM DÖNDÜ


Merdivenlerden koşarak indi Funda... Rugan ayakkabılı, önlüklü, klasik kız çocukluğu resmi gibi kapıda son pozunu verip sokağa koştu... Hani? Sağa, sola koşturdu tekrar... Nerede? Hoşuna giden oğlanın bisiklet sesi değil miydi az önceki?  Bekledi biraz... Galiba yanlış işitti; O olsa şimdiye çoktan,  yeni koparılmış bi' çiçeği Funda'nın önüne atıp utanarak gidivermişti...  Demek ki başka bisikletti... Olsun beklemek de güzeldi...
Önünden simsiyah bir otobüs geçti; otobüsün üstünden de yaşlı bir kadın resmi. O ne? Kim? Görüntüsü otobüse yansıyana kadar bu kadar yaşlanabilir miydi? Bir buçuk metreye onca yıl sığabilir miydi? Sahi; o gördüğü kadın kendisi miydi? Otobüs 'Evet' der gibi pıssslayarak silikleşti. Funda biraz sakinleşti... Bildiklerini, bilmediklerini gözden geçirdi... Evet; o yaşlı kadın ta kendisiydi... Kulağına çocukluktan kalma bir ses çalındı diye kendini bi' an için çocuk hissetmişti... Aman; bi' an için de olsa iyi geldi.
Hep o çocuk şişe yüzündendi; gece,  gece kapağını 'pumpppp' diye atan süt şişesi...


Hiç yorum yok: