27 Kasım 2012 Salı

AZICIK DA MI YOK?





İlk cinayetinde yakalanan başarısız bi' seri katil olabilirdim mesela... Olmadım.
Yüzümün en iyi hali dahi kıyamet alameti gibi olabilirdi... Olmadı.
Bozuk peynir gibi kokabilir, dikenli tel gibi itici olabilirdim. Değilim.
Geceleri çıtlayan ev aletleri gibi tedirgin edici bir nefes sesim olabilirdi. Yok.
Kapalı bir telefon hattı gibi imkansız olabilirdim. Olmadım.
Yağmurda ters dönen şemsiye gibi yarı yolda bırakan bir 'zayıf ' olabilirdim. Asla değilim.
Habersiz gelip, günlerce evini zapteden bir misafir gibi lüzumsuz olabilirdim. Alakam yok.
Borç verip, durmadan 'vallahi önemli değil!' diye sağda, solda konuşan kötü bir arkadaş olabilirdim. Haşa.
Herkese gül gibi, sana bok gibi davranan bir hıyar olabilirdim. Hiç olmadım.
Sevgisini içine atan, yeşilçam kökenli bir baba gibi ketum olabilirdim. Söylememe bile gerek yok; olmadım.
Toplum içinde seni görmezden gelen bir 'çift kişilikli' olabilirdim. No!
'Ben, ben' öznesinden  'biz' öznesine geçemeyen bir bencil olup, bir de 'bencilsin' diye seni suçlayan ergen kafalının biri olabilirdim. Allah aşkına sen söyle, öyle miydim? ... ya... Biliyorsun bal gibi...
Sana haksızlık edip, kalbini çıt diye kıran bir gaddar olabilirdim. 'Yooooğğ' diyerek uçurumdan atarım kendimi! Yo!
Küstah mıydım? Cıkkk.
Sorunlarıma boğulup, seni yapayalnız bırakan bir taş kafa olabilirdim. Olmadım; canımsın sen benim.
Peki... Peki beni sevmekten neden vazgeçtin Leyla? Neden?
-Bilmem.
-Azıcık da mı yok sevgin yav?
-Yok. ... Bakim... Ih, ıh. Yok. Bitmiş.

( Sevmek ya da sevmemek için illa da geçerli bir neden olmaz. Zorlama bebeğim.com)








Hiç yorum yok: