4 Eylül 2013 Çarşamba

(SADECE HATIRLATMAK İSTEDİM...)


Ağzımda 2 si altın olmak üzere 10 küsür diş var; dolayısıyla sözüme güvenebilirsiniz...
Beni iyi dinlerseniz büyük bir yükten kurtulacaksınız; en büyük engelinizden, kendi yarattığınız hapisaneden... İddialı konuştum değil mi? Eh, 67 yaşında bir kadınım, 3 kez evlendim, 2 kez boşandım (diğeri hakkında konuşmak istemiyorum) ,sayısız bardak yıkadım ve muhtemelen sizin yaşınız kadar ülke gezdim. Yani... rahatlıkla büyük konuşabilirim bebeğim...
Ancak kâbusunuzda görebileceğiniz bir çöl ile ancak hayâl edebileceğiniz bir okyanusun birbirine ne kadar benzediğini biliyor musunuz? Düşünün... Kumun suya, durgun ve hatta bazan akarsuya nasıl benzediğini ... Kumun da su gibi  köpüklü bir şarkısı olduğunu duyuyor musunuz? ... Değil mi... ... Yaşlılarla bebeklerin sayısız benzerliğinin farkında mısınız? Hem ağlarken, hem gülerken gözyaşının tadının aynı olduğunu? Mevlevi felsefesinde en yaşlı semazen ile en genç semazenin el ele tutuşarak bir çemberi tamamladığını biliyor musunuz? Bir döngünün mükemmel bütünlüğü için en benzemediğimizin elini tutmamız gerektiğini görüyor musunuz?

Rica etsem bugün en uzak durduğunuz kişi/fikir/şey ile uzlaşır mısınız? Rica... Naçizane...

Hiç yorum yok: