11 Eylül 2013 Çarşamba

EVET. 2+2 = 5






Fırfırlı bi hayatın ortasında uyuyakaldığınızda, rüyanızda bir okulun bahçesinde patlayan bombayı görüyorsanız, çok tehlikeli bir çağda yaşıyorsunuz demektir... Siz bir kez göz kırparken, neredeyse sesini duyacağınız bir gemi denizde patlıyor demektir. Siz heyecanla tarih yazan bir maçın ilk golünü seyrederken, binlerce ağaç çatır çatır yanıyor demektir. Siz musluk açarken, bir ülkeden savaş helikopterleri aynı anda havalanıyor demektir; aileleriyle vedalaşan pilotların uçurduğu helikopterler.

Fırfırlı bi hayatın ortasında uyuyakaldığınızda, rüyanızda bir okulun bahçesinde patlayan bombayı görüyorsanız, içiniz hep yanacak demektir. Meselâ; bir yudum çay içerken incecik bir yanık geçecek içinizden demektir. Çünkü bir yerlerde çocukların cesetleri çukurlara itilmektedir... Birgün yere düşen küpe tekinize eğilirden demir tadında bir 'ah' geçecek içinizden demektir. Çünkü kilometrelerce uzakta tecavüze uğramış bir kadının son nefesini veriyorsunuzdur... Güzel bi havada hoş bir sokaktan geçerken ani bir baş dönmesi sizi yoklayabilir demektir. Çünkü bi yerde bir ağaç kökünden sökülüyordur...
Siz 18. yüzyılda yazılmış bi eserin sayfasını çevirirken, dizleriniz hızla boşalabilir demektir. Çünkü çatışmada sıkışmış bi genç adamın korkusu dizlerinizden patlıyordur... Siz dönmüş kılınızı dakikalar sonra çıkarmanın garip sevincini yaşarken, ansızın gözleriniz kararacak demektir. Çünkü yıkılmakta olan bir binanın her katında toplu intiharlar başlamıştır... 
Siz 36 ay taksitle aldığınız bir eşya, taksitleri bitmeden bozulduğunda öfkeyle mağazayı terk ettiğinizde, aniden ürpereceksiniz demektir... Yüksekten korkacaksınız, sokaklarda durduk yere düşeceksiniz, kimseye güvenmeyeceksiniz, hırslanıp şişmanlayacaksınız, paralara tutunacak, kronik hastalıklara yakalanacaksınız, kelleşeceksiniz ve ancak sezaryenle doğacaksınız demektir... Çünkü bir tek kelime ile yağmalanıyordur yüzlerce aile... O tek kelime saplanıyordur ihtiyar bir ırkın kalbine...
Siz bir kasada paraüstü hesaplarken birden diliniz tutulabilir demektir. Çünkü toplum baskısı yüzünden yaşamaktan vazgeçen bir genç kızın annesi, bu acı haberi yeni almıştır...
Siz kalabalık bir aile toplantısında sofraya neşeyle otururken, yersiz bir öfkeyle sevdiklerinizi kırabilirsiniz demektir... Çünkü bir şehrin üstüne ölmüş kuşlar yağıyordur...
Siz durmuş bir saatin pilini takmaya üşenirken sert bir işitme kaybı geçirebilirsiniz demektir. Çünkü bir kasabanın derelerinde, kasabanın bütün hayatı akıyordur; ev parçaları, dallar, boş ayakkabılar, saçlar ve perdeler...
Böyle bi çağda yatağınızda uyuyorsanız, uykunuzdan patlamayla uyanıp sıcacık hayatınızda vicdan azabından olma bir karartıya döneceksiniz demektir.
Fırfırlı bi hayatın ortasında uyuyakaldığınızda, rüyanızda bir okulun bahçesinde patlayan bombayı görüyorsanız, savaşın içinde kalmış küçük yeşilliklerde yavaş yavaş deliriyorsunuz demektir...
Sesler hayatınızın üstüne düşecek ve siz böyle yaşamayı öğreneceksiniz demektir; inkâr ve isyan' ın çocuğu idrakla...



(İşin tuhaf yanı bu olup biteni sade ve sadece olduğu gibi yazdığınızda bile ağır bir acitasyon yapıyor gibi görünecekseniz... Keşke... Keşke bu yazı abartılı, arabesk, duygu sömürüsü yapan bir yazı olsaydı, gerçek olacağına... )


Özlem Ünaldı



Hiç yorum yok: