18 Ağustos 2013 Pazar

-UYKUNU ALDIN MI? -TÜM DÜNYANIN UYKUSUNU ALDIM ...





















'Gönderen'  yeri boş bırakılmış zarflar adreslere ulaştı ve içlerinden birer davetiye çıktı.  Davetiyeyi şöyle bi okuyan herkes gözlerini kapatıp yola koyuldu. İri taneli karların altında, ayakları denizin suyunda tek sıra halinde ilerledi renkli kalabalık. 
Üç tarafı delilerle çevrili bir yarımodada toplandılar.
Konuşacak kimsesi olmadığı için sürekli Tanrı' yla konuşanlar;
gördüğü her eşyanın köşelerini sayanlar;
ölü gömücüler;
yeni aşık olanlar;
turuncu balıklar;
oynarken tahta kaşık kullananlar;
günlerce bayat ekmek biriktirip köfte yapanlar;
boyacılar;
sevgilisinin telefonunu karıştıranlar;
gittiği her yerde bir şeyini unutanlar;
daldan kopup bir kızın yakasına konan çiçekler;
yüksek sesle konuşanlar;
yıllar sonra karşılaşanlar;
karabatakları sevimli bulanlar;
yanlışlıkla 2 tane köy yakanlar;
göl kenarında bi köyde aşk yaşayanlar;
eli kalem tutanlar;
çocuğuna sarılmayan babalar;
değerli taş tutkunları;
toplantıda bütün ilgisi masadaki yiyeceklerde olanlar;
keçi boynuzları;
yabancı biriyle konuşurken heyecanlananlar;
balonlar;
geride bekleyeni olanlar;
ceviz kırmaya çabalayan bebek şenpanzeler;
kafasından sürekli birileriyle kavga edip tansiyonu çıkanlar;
çocuk küpeleri;
dediği anlaşılmayanlar;
duşta su ısısından bi türlü memnun olamayıp dj gibi muslukları zorlayanlar;
karga sesi duyunca sevinç yıldızları atanlar;
sevdiğinden haber alamayanlar;
erik ağaçları;
sağa sola bakanlar;
kafası rahatlar;
çıtırtıya uyanan taylar;
yazları mutlaka kilolarca fasülye ayıklayanlar;
şahane kahkaha atanlar;
araba kullanmaktan zevk alanlar;
uçurumlar;
yalancılar;
kırk yılda bir, film seyrederken ağlayanlar;
saatine pil taktırmadan aylarca oyalananlar;
keyfi pamuk şeker gibi olanlar;
hapşırınca Osmanlı tokadı yemiş gibi savrulanlar;
uçarken büyüyenler;
bin yıldır birbirini bekleyenler;
televizyon karşısında uyuyakalanlar;
regli yaklaşınca pompalı tüfekle sokağa koşası gelenler;
farkında olmadan her yerde eşinin arkasından konuşanlar;
porno starların aslına yakın benzerleri;
sessizlikte gülesi gelenler;
tirenler;
virajlar ve esmer çocuklar bir aradaydılar. Çünkü uyuyan herkes aynı yere giderdi; nerede uyumuş olursa olsun...
Birlikte sakin ve huzurlu halde oturdular. Bir müddet bakışıp şakalaştılar. İçkiler içildi, sohbetler  gırla gitti, inkarlar edildi...
Sevişenler, korkanlar, koşup yetişemeyenler,eli kolu kilitlenenler, bilmediği dilleri konuşanlar, dallardan düşenler, tebeşirle çizdiği çileği yiyenler, deveye binip aya gidenler oldu...
Ortalık sessiz, neşeli ve açık maviydi.
Sessiz bir teşekkürle, görünmeyen ellerini sallayarak vedalaştılar; yere değmeyen ayaklarla uzaklaştılar... Bir daha da hiç karşılaşmadılar.
Bu kadar.





Hiç yorum yok: