4 Eylül 2012 Salı

O KADIN

Nerede
dönmüş bir kıl için dakikalarını harcayan ve bu uğras sonucunda o minicik siyah noktadan 1,5 cm filan bir kıl çıkartıp sevinen bir kadın görürsen;
arkasındaki koca enkaz için de pişmanlik duyan,
sürekli 'ne yesem?' diye düşünen,
telefonda herkese aynı şeyi, aynı kelimelerle, bıkmadan anlatan,
olanca gıcıklığıyla  uyanan,
yolda çarpıştığı birine, hayatı zehir eden bakışlar atan,
evden cikinca 1 tl'lik da olsa bir şey satın almadan eve dönemeyen,
herkese 'aşkım, hayatım' diye hitap eden,
sürekli eliyle,koluyla,saçıyla filan oynadığı bir takıntısı olan,
açlıktan gözü dönmüş çocuk gibi takılarına saldırıpp; takıp takıştıran,
(varsa) çocuguna ya da eşe dosta durmadan bağıran ve hemen arkasından özür dileyen,
geceleri sık sık 'uyudun mu' diye mesaj gönderen,
gel-gitler halinde sosyalleşmek isteyip, organizasyonlar yapıp, evden çıkma vakti gelince bütün enerjisi sönen,
hazırlanıp evden çıkması, geri dönüp üstünü değiştirip ya da aynaya bi'daha bakıp yine çıkması; özetle çıkmayı  başarabilmesi yıllar süren
bir kadın görürsen...
Bil ki o kadının aklı bir yerde takılı kalmıştır; o takılı aklı yüzünden başka bir yerde yapayalnız kalmıştır... Ne derse 'he' de geç... O ancak sevgiyle iyileşir...Sev...

Hiç yorum yok: