Gözün her korktuğunda, incecik bir tülle de olsa, perdeleneceksin.
Bu tüller; her insanda, her şarkıda, her boş şişede, her kalem ucunda, her bozuk parada, her geri çekilişinde birbirine dolanıp duvarlaşacak...
Nasıl direnirsen diren, önce bi' kalacaksın kendi yarattığın hücrenin içinde. Dışarıdan görünemeyen, yumuşacık bir renk olarak kalacaksın.
Duvarından sız.
Tülleri tek tek ayır birbirinden, boya... Sahilde renkli tülleri uçuşan, eğlenceli bir gemi yap kendine. Onca engelle demir atıp duracağına, batıp çıkan ama yaşayan bir denizli ol. Denizin ta kendisi ol istersen, bok ol, yosun ol, balık ol, bırak kendini gitsin...
Uçuş...
Kaybol, kendin de bulama kendini. Her kayboluşunda daha özgürleşmiş bir varlık olup döneceksin. Ömrünce ve hatta ömründen önce bilip biliştirdiklerinle iplerini kopar, sıkıcı duvarlar öreceğine... Yoksa hiç birşey bilme daha iyi... Uyu.
Bildiklerin bi' işe yarasın; hafifletsin seni ayağına dolanmasın... Yürü git.
...
Şimdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder