17 Şubat 2012 Cuma

KİMSE VAR MI?



"Şimdi sen İsmet Hanım Teyze'yi yağmurda' yolda otururken gördün diye, şey mi sandın? 'Evsiz bu, iter kakar, geçerim yanından' mı sandın? Hm? Gördüm evet, balkondan... Terbiyesiz, vizyonsuz ayı! Ağzımı bozdurdun bak. Dinle de kafan açılsın çocuk. Bu İsmet  Hanım Teyze var ya, senin ananın, babanın ilkokul öğretmenidir tamam mı? Bu, yağmurda kalmış, güzel gözlü nine, bildiği ne var ne yok unutana kadar melek gibi, bilge bir hanımdı. Hala da hanımlığını bozmadı gerçi, asil ruhlu işte...
İsmet Hanım Teyze buraya ilk taşındığında, mahcup bir hanım kızdı. Mahalledeki her kız çocuğu  gibi, büyüyünce ben de 'İsmet' olmak istiyordum: O'nun gibi değil, O'na benzer değil, 'O' olmak istiyorduk evladım. Bu kadın geldi,  okuma yazma bilmeyen herkese okuma-yazma öğretti haberin var mı senin? 'Gazeteyi kendim okuyabildim' diye ağladı senin deden, ağladı. Gülmesene lan...
İri yarı, yakışıklı, asker bir beyi vardı;  pek konuşmazlardı ama kibar, kibar severlerdi birbirlerini; her hallerinden belliydi.  Çocukları yoktu; artık kendileri mi istemedi yoksa olmadı mı bilmem. İsmet Hanım Teyze miniminnacık bedeniyle, kocaman mevcudiyetini, yürürken bile ilan eden özel bir kadındı. İri kıyım Bey'inin gözlerine biraz olsun daha yaklaşmak için koca, koca topuklu ayakkabılarla gezerdi. Ama bir gör, ne ayakkabılar, ne ayakkabılar... Gözümüz düşerdi. Bey'ine çok düşkündü; dedim ya severlerdi birbirlerini ah...Her hallerinden belliydi. Adamcağız hastalanıp yatağa düşünce karardı bunların evi oğlum; hayatta kime ne olacağını bilemezsin. O görkemli adam ince, ince küçülürken, İsmet Hanım da her geçen gün küçülttü topuklarını, Bey'iyle birlikte toprağa yaklaştı. Gözlerimizin önünde, yıpratıcı bir yavaşlıkla küçüldüler, minicik kaldılar. Önce adam öldü, sonra İsmet Hanım'ın aklı. Artık evde yoklardı.  Attı bütün ayakkabılarını, attı aklını İsmet Hanım; yalın ayak koştu sokağa. Şimdi de, toprakta uyuyan Bey'i ile arasında hiç bir mesafe, hiç bir varlık, his ve fikir kalmasın diye, yalın ayak ve akılsız bastı hep toprağa. O ortadan kaybolunca korkudan uyku tutmaz hiçbirimizi. Burada,  gözümüzün önünde olsun da tek; ağlayıp sokakta koşsun. E, bi'daha O kadına bi' saygısızlık et... Bi' göreyim Orçun... Eh, daha da bi' şey demiyorum sana... Yüzüme bak... Baksana çocuğum...
Birine baktığında, O'nun kaçıncı hayatını yaşadığını göremeyebilirsin, evet. Ama bil , karşındaki kişinin dün kim olduğunu , yarın kim olacağını, kaçıncı hayatında, kaçıncı halini yaşadığını bilmediğini bil. Kulağını çektirme bana.
Hadi bakalım... Şimdi git, bu tabagi annene götür, 'Neşe Teyzem'in selamı var' de.  Bi' de bana iki-üç tane Fellinivari film getir yarın filimciden. Hadi yavrum, kapatyorum ev soğudu. "

1 yorum:

Özlem Ünaldı dedi ki...

Fotoğraf: Özlem Ünaldı