9 Ekim 2013 Çarşamba

CEVAP: GÖLGE



Merhaba, ben Anita' nın gölgesiyim. 12 yaşındayım ve mutuluyum. Ben bu güzel dünyada 2 mükemmel kız çocuğunun ruhuyum. İkisinin de gölgesi benim. Nasıl mı? Bu arada Anita'nın olduğu gibi Nina' nın da gölgesiyim, söylemiş miydim? Nina Havai' de , Anita Türkiye' de yaşıyor. Güneş Türkiye' den doğup Havaide batıyor ve Havai' den batıp Türkiye' den doğuyor. İşte benim yolculuğumun başrolü; güneş! Güneş nerede, ben oradayım. Aydınlığın, renklerin içinde küçük bir karanlığım. Diğer küçük karanlıklarla dost olmaya kararlıyım. Çünkü biliyorsunuz, gölgelerin vurduğu yerler hep tuhaftır; duvarlar, yerler, sevgilinizin yüzü, su, cam vs... oho.. oğğ! Çok renkli ve masalsı bir hayat bizimki ve bizim de sizler gibi güzel ilişkilerimiz var tabii ki... Biraz hayatımızdan bahsedelim, ne dersiniz? Yalnız 1 şartla, biz de bir dostluk göstergesi olarak, sizden mektup bekliyoruz ... Anlaştık mı? Tamam. 
Bakın bizim hayatımızın sokaklarında neler oluyor?...Büyüyüp küçülerek yürümek sanki bir süpergüç gibi. Bir elin gölgesini, elin asla dokunamayacağı bir yerde parmaklarıyla ritm tutarken görebilirsiniz.... Size bir de itirafımız var; ne zaman sizden biri fotograf çekse, bir gölgenin günü güzel geçer. Çünkü ancak birinin yüzüne düşen gölge ölümsüzleşir. Fotograftaki başka hiçbir gölgeye gözlerinizi dikip bakmazsanız . Sanatçı filân değilseniz tabii. Sanatçılar konusuna hiç girmiyorum; çünkü onlar bizi hiç ama hiç anlamadı. Sürekli bizden spritüel birer sanat çalışması gibi bahsetmelerine aramızda çok gülüyoruz. Bir de yapay gölgelere; yapay ışık vesilesiyle oluşan gölge müsvettelerine. Gerçi Oğuz' un gölgesi karanlıkta çıkan gölgelerle takılmak için para biriktirdi. Karanlık merakı tehlikeli şeyler yaptırabiliyor. Hem bilemeyiz, henüz karanlıkta yaşayan gölgelerle hiç tanışmadık ki... 
Başka? ... Başka... Hah! Meselâ bazan  bir oyuncak bebeğin gölgesi, bir adamın gölgesinde kayboluyor. Bebek ağlıyor; kaç yaşında olursa olsun... Kaybolan gölgeler nereye gidiyor, kimse bilmiyor. Ama belli ki buradan güzel bir yer, dönen hiç olmuyor. İşte bölye... 
Bazan hayatımızın üzerinden çöp arabaları geçiyor. Çoğunlukla bir gölge eksildiğinde ve bütün sesleriyle... bütün kötü kokan kirli sesleriyle... Olsun...  Çimenlerin de bulutların da gölgesi olmak güzel... Ben ormandaki ağaçların gölgelerine çok özenirim oldum olası; yeşil ve serin bir kalabalık, bir ağacın ayakucunda... Mis gibi...  Bazılarımızın da tüm ömrü, ıssız mı ıssız bir çölün ortasında takılı kalmış bir dala yârenlik ediyor; bütün kumlu ömürleri aynı geçtiği hâlde birbirlerini hiç tanımadan, siliniyorlar güneşin hafızasından, yeryüzünün ayrı uçlarında... Bazılarımız da -çok şanslı olanlar- şelâlelerin görünmez yerlerinde, mağara oyuklarında, ağaç  dallarında, bebek burunlarında yaşar. A! unutmadan, güzel kızların kirpiklerinin gölgeleri de şanslıdır! 
Ben Anita ve Nina' nın, dünyanın iki ayrı ucunda yaşan bu 2 minik kızın gölgesiyim ve inanın; bir gün bu kızlar karşılaşırsa bu durumu nasıl açıklayacağımı hiç bilmiyorum, bu biiiiiiir! Şuna da eminim ki kızlar tanışsa, birbirlerini çok severdi! Bu da ikki! Size birşey itiraf edeyim mi? Hayatım boyunca geceyi hiç görmedim. Şöyle gizlice bakabileceğim kadar bile yakın olmadım karanlığa. Çünkü ben karanlıkta kaybolup diğer hayatıma doğuyorum. Anita son günlerde çok yoruluyor, dolayısıyla ben de. ... ve Nina'ya gittiğimde hep yorgun, silik ve belirsiz oluyorum; korkuyorum kız endişelenecek diye. Düşünsenize, bir gün gölgeniz bir yerde uyuyup kalıyor! "Delirirsiniz herhâlde!" diyeceğim ama hemen fark edeceğinizden şüpheliyim.  Hiç inkâr etmeyin, aranızda gölgesinin kaybolduğunu 2 günde, 9 haftada, 7 ayda ve evet arttırıyorum: 11 yılda anlayacak çok kişi olduğunu siz de biliyorsunuz. Neyse... Konumuza dönersek... 
Buradan size selâm göndermek istedik. Arkadaşlarla toplandığımız bir akşam, Emrah' ın gölgesi "bence toplanıp aramızda bir mektup yazalım, yeryüzündeki insanlara gönderelim" dedi, biz de yazdık. Mektupumuzun teması şöyle, size cümlemiz yani: Haberiniz olsun gölgelerinize siz hayat veriyorsunuz. Siz gidersiniz o gider; yanınızda tintin eder çünkü! 




Hiç yorum yok: