Bu sene Lorca’nın Çamaşırcı Kadınları’ndan esinlenerek karar verdim başlığa.
Bu kadınlar bildikleri ve bilmedikleriyle; sustukları ve söyledikleriyle dünyayı döndüren, durduran kadınlardır. Yaşam onların iki dudağının arasından dökülen şeylerle akar, yıkarlar... arındırırlar... konuşurlar ve susarlar.
Tebrikler dünyayı döndüren tüm kadınlar.
Pandemide hepimizi, tüm kadınları eşitleyen bir hâlde bulduk kendimizi değil mi kızlar?
Evet, devamlı kadın-erkek eşitsizliğinden söz ediyor olsak da kadınlar arasındaki eşitsizlik toplumların gizli hastalığıdır. Kadınlar arasındaki eşitsizlik öyle erkeklerinkine benzemez güzellerim, benzemez bebeklerim, benzemez bacılarım...
Kadınlar arasındaki eşitsizlik sıcaktır, ateşlidir, iğnelidir, dolambaçlıdır ve en önemlisi yaşama ve hatta çok sayıda yaşama etki eder. Hahaha, nasıl da anladık birbirimizi hemen!
Şimdi bu yazının üstüne alkollü bir şey sıkıp temizleyin (okurken bir yandan da, boş durmamalıyım bişey yapmalıyım demeyin, bi boş duralım yav, boş duralım azıcık ay, yok duramayız ki) ve beraber günümüzü kutlayalım bebeklerim!
Pandemi kadınları bir yerde eşitledi; aslında zaten apaynı olduğumuz mevzuular iyice su yüzüne çıktı. Evde yaşam! Çamaşır, temizlik, çekmece toplama, uzun atlama, banyo silme, Allah'ım! eve giren her şeyi ama her şeyi silme, yemek yapma, hatta ey ahali ‘ekmek yapma’ diyorum yauu (ekşi mayalı hem de be! ), ütü yapma, ayıklama, yıkama, yağlama, dans! Dans, dans, dans, dans, dada dans, dans!
Starlar aynı hizaya geldi; ekranların starları da, gişelerin, evlerin, tüm sektörlerin starları da aynı hizada; herkes kendi evinden, penceresinden ışık saçıyor ve topluyor şimdi. Yıldızlarla, kar yağışıyla, ırmaklarla aynı hizadayız.
Tüm kimliklerimizi eve sığdırmaya çalışıyoruz; başardıklarımız da başaramadıklarımız da oluyor; eve sığmayan hallerimiz, kapıda kalan, yataktan çıkmayan, topuklu ayakkabılarını özleyen, sokakta kahve içen halimiz. Sevgili, anne, çalışan, koşan, duran, düşleyen, isyan eden halimiz, vs... Doğruya doğru, çok kişiyiz her birimiz; tüm benliklerimizle işte burada evimizdeyiz.
Bravo bize, şahaneyiz!
Gelelim pandeminin starlarına! ‘Kahramanlarına’ kızlar; ‘gizli kahraman’ demiyorum; gepgerçek, anlı şanlı kah-ra-man!
Evden çalışan kadınlar!
Hatta artırıyorum; evden çalışan anneler! Tanrıçalar! Kadınlığın kitabını yazanlar, saygılar... Önce bizim günümüz kutlu olsun, ilkin evden çalışan biz anneleri kutlayıp sonra devam edelim değil mi? Teşekkür ederim...‘Evden çalışan kadın’ demek; ev hanımı görevlerinin tamamını yerine getirip üstüne bir de çalışan kadın demek. ‘Üstüne’ yanlış kelime oldu; ‘arada-derede’ çalışan kadın; ‘öyle-böyle-vay be!’ çalışan kadın.
Zoom toplantıları, canlı yayınlar, benim gibi kanepede ses kaydı alanlar, yazanlar, donla oturduğu yerden müşteri hizmeti verenler, yüzünde yastık iziyle muhasebecilik yapanlar, sigortacılar, evden çalışıyor diye iş yükü hayvan gibi artanlar, yemek yapıp satanlar, sosyal medyacılar, bütün bu işleri becerirken evi ev yapanlar ve daha bir sürü! Evden çalışan kadınlar! Helâl! Kutluyorum, saygılar!
Çocuğuna arkadaşlık, öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik, hatta ağaçlık, pizzacılık, köpeklik yapanlar ; çocuğuna eş, dost, akrabalık yapanlar; evde öğrencisi olan yüce kadınlar...
Kutluyorum; kırmızı halılar...
Dünyayı döndürenler!
Size de merhaba; pandeminin evde kalma avantajından (eh çok tatlı avantajları da var çünkü) zerre kadar fayadalanamayanlar...
Pandemi nedeniyle işi sekteye uğrayanlar; yine enfes durup güzelce yoluna devam edenler... Kutluyorum, sevgiler!
Siliyoruz, siliyoruz, öf be!
(Çamaşır vs bunlar işse öteki şeyler ne kardeşim? Hem ütü yapmak hem de ne bileyim rakamlarla içli dışlı muhasebecilik vs nasıl ‘iş’ olur? Adaşlık mı bu şimdi? Bence bunların adı başka şey olsun; ehemmiyetini, zorluğunu ve ferahlığını iyi ifade eden bir isim bunlunsun bunlara bu sırada lütfen.)
Siliyoruz, siliyoruz, oh be!
Biz mi evde kaldık, ev mi bizde kaldı belli değil. Çiş yaparken oje sürenler, kendine şefkat göstermeyi ihmâl etmeyenler, çekmece toplayanlar ve daha bir sürü! Kutluyorum, çiçekler!
Tenhâlarda köpek gezdirenler, evliliğin, aşkın ilmini yapanlar, boş duvara bakarken yaşamın anlamını sorgulayanlar ve daha bir sürü! Kutluyorum, şiirler!
Temizlik yapmaktan zevk almaya, yaptıkça ferahlamaya başlayınca inceden tedirgin olanlar; gardrobunu cillop gibi ayıklayanlar; dizi izlerken çamaşır katlayanlar, aklından yollara düşenler, kendini taklit edecek kadar yabancılaşanlar ve daha bir sürü! Kutluyorum, şarkılar!
Kelimeler bayatladı, ‘özlemek’, ‘yorulmak’ (a! resmen kelimeler kifayetsiz arkadaşlar! Demek böyle bir şeymiş, demek daha önce de bu deyimi doğuran bir aralıkta kalmış insan denen safım.) Kendini yeni dilde ifade etmeyi becerenler! Tebrikler, öpücükler!
Kısıtlı hayat koşullarında patlayıp çatlayıp çiçek açanlar, yanıp yanıp küllerinden doğanlar, üretenler, işleyip ışıldayanlar, kendi içinde yolculuğa çıkanlar, ayıklayanlar, temize çekenler... Tebrikler, güller!
Pandemiyle güncellenen sektör koşullarına uyum sağlayıp kendini yenileyenler; kendine güzel, çok güzel, sevdiceğine bakar gibi bakanlar... Kutluyorum, yıldızlar!
Yıkıyoruz, arındırırıyoruz, sadeleşiyoruz; oh be!
Uzaktan eğitimin aşırı sıkıcı ve mantıksız ortamını verimli hale getirmeye çalışanlar sizi kaç kez kutlayayım, bilemedim. Tebrikler, gülücükler!
Pandemiyi verimli geçiren kadınlar, alsında başka yerde olmak isteyip bulunduğu yerle iyi kucaklaşanlar, çiçek açanlar... Kutlu olsun! Büyük emek hepsi, bravo be!
Bu yaşam koşullarında güzel ilişki sürdürmeyi becerenler, çok büyük emek çünkü her türlüsü, güzel arkadaş/eş/evlât/iş arkadaş/komşu vs olmayı becerenler... Tebrikler, mücevherler!
‘Beni unuttun canım’ diye hissedenler; özür dilerim güzelim, her nerede ne yapıyorsan kutluyorum, kucaklar!
Gerçi olan biten hakkında yazmak için çok erken; şimdi yaşamak zamanı, yanlış anlaşılmasın, bu bir kutlama yazısı sadece; ‘Helâl be!’ yazısı, “Ha gayet! Dayan! Her delirecek gibi olduğunda bir kabuk attığını bil, bravo sana, bana, bize!” yazısı.
Dünya emekçi kadınlar günün kutlu olsun kadınım!
Bayılıyorum sana, bana, bize!
Helâl be!